Geçen hafta Dubai’ye mülakata gideceğimi yazmıştım. Pazartesi günü Ankara-İstanbul, ardından da İstanbul-Dubai uçuşlarıyla Dubai’ye vardım. Vardığımda gece 3 olmasına rağmen hemen otele yerleşip ertesi gün bütün öğleden sonra sürecek mülakat için bir güzel uyudum. Epey güzel bir gezi ve unutulmaz bir tecrübe oldu. İki gece kalıp döndüm.
Dubai üzerine…
Petrol parasıyla son 10 yılda sıfırdan dünyanın en gözde şehirlerinden biri haline gelmiş Dubai’de hayat oldukça sakin; kafa karıştırıcı ve hayatı zorlaştırıcı neredeyse hiçbir şey yok. Şehir planlamasından tutun caddelerin, sokakların temizliği bile olabilecek en güzel seviyede. Taksicisinden temizlikçisine herkes İngilizce biliyor, gayet güzel de anlaşabiliyorsunuz.
Şehirde bir kültür mozaiği hakim, yerliler veya Arap ülkelerinden gelen erkek-kadınlar kendi kültürlerine göre giyinirken ve yaşarken nüfusun asıl çoğunluğunu oluşturan ve çoğunlukla iş-turistik amaçlarla gelen yabancıların kendi kültürlerini anavatanlarındalarmış gibi yaşamaları için her şey düşünülmüş.
Oldukça sıcak bir yer. Mart başında gitmiş olmama rağmen gece uçaktan indiğimde bile hava oldukça nemli ve sıcaktı. Deyim yerindeyse adeta bir Ağustos Antalya’sı. :) Eğer gidilecekse kesinlikle 1 Nisan’dan sonra gidilmez galiba, iyice çekilmez olur.
Zaman darlığından çok yer gezme imkanı bulamadım. Gittiğim yerlerden Dubai Mall 8 tane Cevahir büyüklüğünde bir AVM ve oldukça güzel, ferah bir yer. AVM olayına bakış açımı değiştirdi doğrusu. :) Epey de güzel bir akvaryumu var. (Benim gibi) kapanış saatinden hemen önce gitmezseniz içini de gezebiliyorsunuz, dışarıdan bakmakla yetindim ben. :)
Dubai Mall’ın hemen yanında Burj Khalifa var. 828 metre yükseklikle dünyanın en uzun binası (2 x Empire State Bldg), gerçekten “adamlar yapmış abi” lafını hak ediyor. Büyüleyici bir görüntü. :) Bunun yanında Mall of Emirates’e de gittim, o da hallice güzel bir alışveriş merkezi.
Çok gelen sorulardan biri hayat ucuz mu, orada yaşanır mı oluyor? Bence gayet yaşanır, oradaki şirketlerin maaşlarının genelde dolgun olduğunu duydum. Hayat Türkiye’dekiyle neredeyse aynı pahalılıkta, teknolojik ürünler ucuz falan da değil, ben sadece dijital kamera aldım birazcık ucuz olduğu için. Taksiler Türkiye’nin yarı (belki de üçte bir) ücretine, restoranlar da Bilkent’ten pahalı değil. :P AVM’lerde bol bol kuyumcu, saatçi, ev dekorasyonu, elektronik ve (pahalı) hediyelik eşya dükkanları var.
Şehrin caddeleri, sokakları, alışveriş merkezleri kalabalık değil. (Ya da ben göremedim oraları.) :) Oldukça kafa dinlendirici, karmaşadan uzak nezih bir şehir. Sadece sahil şeridine ve Burj Al-Arab‘a gidemediğim için üzülüyorum, keşke daha çok zaman olsaymış. Bir de böyle gezmelere tek başına gitmemek lazım kesinlikle.
Microsoft üzerine…
Mülakat Microsoft’un staj pozisyonları içindi. Önceden blogumda Microsoft Türkiye’nin student partner programına dahil olduğumu sonradan da (çeşitli sebeplerle) ayrıldığımı yazmıştım. Bu sebepler genellikle MS Türkiye ile ilgiliydi.
Dubai’ye gittiğimde çok daha farklı bir bakış açısına sahip şirketle karşılaştığımı söylemeliyim. Mülakatlar 45’er dakikalık 4 mülakat şeklindeydi ve MS’teki çeşitli takımların/ürünlerin yöneticileri tarafından teknik sorularla yapılıyordu. Microsoft’ta ortalama 15 yıl çalışmış bu insanlardan mülakatların sonunda MS ve IT sektörü üzerine sohbet etmek doğrusu ölçülemez bir tecrübeydi. Aklımda kalıplaşmış, deyim yerindeyse o “juggernaut” Microsoft’un yerine, 15 yıllık çalışan olmasına rağmen hala piyasadaki (open source çözümler dahil) ürünleri ve bir sürü teknik meseleyi yakından takip eden zeki, yaratıcı ve gerçekten kaliteli insanların çalıştığı bir şirketle tanıştım. :)
Mülakatların sonunda taksi beklerken (Dubai’de akşam 5-6 arası taksi bulunmuyor) recruiter’larla biraz muhabbet ettim ve kendilerinden Microsoft’ta hayat ve Redmond kampüsü üzerine çok güzel bilgiler aldım, doğrusu cezbetmeyi başardıklarına göre işlerini iyi yapıyorlar. :P MS Dubai ofisi İstanbul ofisinden çok da iyi değil, bence aynı düzeydeler denebilir.
Bence fena geçmedi ama çok da mükemmel geçmediğine göre teklif beklemiyorum. (Sonuçlar 24 saat içinde açıklanacaktı, 3 gün geçti ama beklemedeyim yine de.) :) Benimle aynı gün mülakata giren Bilkent’ten ve ODTÜ’den bir üst dönem arkadaşlar da vardı, onlarla da tanışmış oldum. Mülakatların Dubai ayağında toplam 40 kişi vardı, çoğu Hindistanlı olmak üzere 4 kişi de Bilkent’ten gitmişiz.
Emirates Airlines üzerine…
Tartışmasız dünyanın en iyi havayolu şirketi olduğu zaten aldığı ödüllerle ispatlanmış. Böyle bir firmayla iki uçuş yapmak oldukça keyifliydi. Hosteslerinin kıyafetleri ve güleryüzlülüğü de epey şirin. O sebeple dönüşte İst.-Ankara için THY’e binince çok da iyi hissetmedim. :P
Dönüş yolunda Inception ve 127 Hours’u aradan çıkardım, hehe. :P Fakat bahsetmem gereken asıl nokta bu değildi. Dönüşte havaalanında tarama esnasında kaybettiğim ve ümidi kestiğim bir eşyayı sağolsun İstanbul ofisi bulmayı başardı, bana da geri gönderecekler, şu aralar o sebepten mutluyum.
Leave your thoughts